Bir hikâye anlatmak istiyorum…
Geçen bahar, küçük bir kasabanın kenarındaki evin bahçesinde hanımeli çiçekleri yeniden açmaya başlamıştı. O bahçede, yıllardır birlikte yaşayan Elif ve Murat vardı. Onların hikâyesi, tıpkı hanımeli çiçeği gibi; sabırla, sevgiyle ve zamanla çoğalmayı öğrenmişti.
Bir Bahçenin Sessiz Öğretmeni
Elif sabahları erkenden kalkar, hanımeli dallarının üzerine konan çiğ tanelerini izlerdi. “Ne kadar narin ama ne kadar kararlı, değil mi?” derdi Murat’a.
Murat ise bir mühendis titizliğiyle toprağı kontrol eder, su miktarını hesaplar, budama zamanlarını not alırdı. O, çözüm odaklıydı; her şeyi planlamak isterdi. Elif ise doğanın ritmine inanır, hissederek hareket ederdi.
O sabah Elif gülümseyerek sordu:
— “Sence bu hanımeliler nasıl çoğalır Murat?”
Murat elindeki deftere baktı. “Basit aslında. Çelikle çoğaltılır. Sağlam bir dal kesilir, nemli toprağa dikilir, uygun koşulda kök salması sağlanır.”
Elif başını eğdi, çiçeğe dokundu. “Yani önce koparılır, sonra yeniden doğar… Ne kadar ilginç.”
Bir Dalın Hikâyesi
O gün Elif, hanımelilerden bir dal kesti. Murat’ın öğrettiği gibi alt kısmındaki yaprakları temizledi, nemli toprağa yerleştirdi. Ama o sadece bir çiçek dikmiyordu; hayatın kendisinden bir parça ekiyordu.
Murat izlerken içinden geçirdi:
“Bu kadar hassas davranmasına gerek yok. Önemli olan doğru teknik.”
Ama Elif, toprağa dokunurken fısıldadı:
“Merak etme, seni yalnız bırakmayacağım. Köklerin tutunana kadar yanında olacağım.”
İşte o farktı: Murat stratejiyle çoğaltıyordu, Elif sevgiyle.
Hanımeli Çiçeğinin Sırrı
Hanımeli, çoğalmak için sadece kesilip dikilmeyi beklemez; sabrı, sevgiyi ve ilgiyi ister. Onun kökleri, toprağın derinliğine güvenmeden büyümez.
İşte Elif bunu biliyordu. Her sabah suladı, toprağın nemini kontrol etti ama asıl gücü, çiçekle kurduğu bağdan geldi.
Bir sabah Murat, yeni sürgünleri görünce şaşırdı.
“Bu kadar hızlı tutacağını sanmıyordum,” dedi.
Elif gülümsedi. “Bazen teknik değil, sevgi hızlandırır kökleri.”
Murat o anda anladı: Hanımeli, tıpkı bir ilişki gibi çoğalıyordu. Önce biraz acı, biraz kopuş, sonra yavaşça yeniden kök salış…
Bilimin ve Kalbin Dengesi
Hanımeli çiçeğini çoğaltmanın yolları vardır:
Bir dal kesersin (çelikleme), nemli toprağa dikersin, birkaç hafta sonra yeni kökler filizlenir.
Ya da dallarını toprağa yatırırsın (daldırma yöntemi), zamanla kendi kendine kök salar.
Ama her yöntemin ardında aynı gerçek yatar: Sabır.
Murat bunu o bahçede öğrendi. Hayatta bazı şeyler sadece planla değil, hisle de büyür.
Elif ise öğrendi ki, sevgiyle yapılan her şey bir gün filiz verir.
Hanımeli Çiçeği Nasıl Çoğalır?
Hanımeli, ilkbahar ya da sonbaharda çelikle çoğaltılır. Sağlıklı bir dalın 10-15 cm’lik kısmı kesilir, alt yapraklar temizlenir.
Nemli torf ya da bahçe toprağına dikilir, yarı gölge bir alanda tutulur. Düzenli sulama yapılır, ancak kökler boğulmasın diye fazla su verilmez.
Bir süre sonra dal köklenir ve yeni bir hanımeli olarak toprağa tutunur.
Ama Elif’in dediği gibi, o sadece bir çiçek değildir. Her kök, biraz umut, biraz da geçmişten gelen bir sevgiyle büyür.
Birlikte Çoğalmak
Murat ve Elif, o bahçede sadece çiçek değil, anlayışlarını da çoğalttılar. Murat artık planlarını yaparken Elif’in sezgilerini dinliyor, Elif de onun analitik düşüncesinden ilham alıyordu.
Çünkü hanımeli onlara bir şey öğretmişti:
Gerçek büyüme, farklı yönlerin bir araya geldiği yerde başlar.
Ve her bahar, bahçelerinde yeni hanımeliler açtığında, Elif o ilk daldan kopardığı parçayı hatırlardı.
Kökleri artık derindeydi, tıpkı sevginin kökleri gibi…
Çünkü hanımeli çoğalmak için koparılır ama yeniden doğmak için sevilir.
Okuyuculara Bir Soru
Siz hiç bir çiçeği çoğaltırken, aslında kendinizi büyüttüğünüzü fark ettiniz mi?
Yorumlarda paylaşın; belki de hepimizin içinde, kök salmayı bekleyen bir hanımeli vardır.